kilis türbeleri

Şeyh Mansur Türbesi


              Bu türbe, Kilis’in 3 km güneyinde bağ ve bahçelerin içerisindedir. Evliya Çelebi Seyahatnamesi’nde:
“Şehrin  kıblesinde  aydınlık bir kubbe  içinde Şeyh  Mehmet  Simati isminde  Hz. Peygamber’in çeşnigir başının  yattığını, Hz.Peygamber’in  sofrasını / simatını döşediği için  kendisine  ‘simatı (sofra,yemek masası,sofraya gelen yemekler,ziyafet)’  denildiğini, her zaman  tekkesine  gelen fakirlerin  ağırlandıklarını, Hz. Peygamberin  ashabından olup, Hz. Ebu Bekir’in halifeliği  zamanında  şehit olduğunu ve bu türbenin yanında da küçük kubbeli bir yapının da Şeyh İzzeddin ve Şeyh Yusuf’a ait olduğunu” belirtir. 
Hz.Peygamber’in çeşnigir  başı olan bu zatın, Hz. Peygamberin  yanından gelen  sahabelere  hizmet ettiği  ve gelen  fakir insanlara da  sofra açarak  onların karnını doyurduğu söylenmektedir

     Şeyh Muhammed Bedevi  Türbesi


Türbe, Kilis’in  batısındaki tepenin (Kalleş Tepesi) güneyindeki yükselti üzerinde olup; XIV.Yüzyıl’ın ikinci yarısında yapıldığı sanılmaktadır.
Şeyh Muahammed Rittali, Şeyh Muhammed Arabi adlarıyla da bilinen  türbenin ait olduğu yapı kare planlı, dört kemerli ve üstü sivri  kubbelidir. Doğu ve batı yönünde bir, güney yönünde  iki penceresi vardır. İçeride,  üstü yeşil  bir örtü ile örtülmüş tahta bir sanduka bulunur. Sandukanın üstünde  kimliğini belirtecek  herhangi bir  kitabe yoktur. Ancak  Evliya Çelebi’nin:
“Şehrin batısında  bir büyük tekke vardır. Burada  Sahabe-i  kiramdan  Şeyh Muhammed  Arab-i ve Rıttal-i diye meşhur   bir zat  yatar ...” şeklindeki  açıklamasından  bu türbedeki sandukanın  Şeyh Muhammed Arabi ve  Rıttal diye ünlü bir  sahabeye ait olduğu  anlaşılmaktadır.                
Savaşta ve barışta hurma dağıtıcılığı görevinde bulunan bu zatın, Hz. Ömer’in halifeliği  zamanında  Ebu Ubeyde  Bin Cerrah  komutasındaki  İslam ordusu  ile  bu bölgeye geldiği  ve 639 yılında  burada şehit düştüğü 


Şem’un Nebi Türbesi (Küt Küt Dede Türbesi)


Nureddin Mahallesi’nde Hasırcı Sokağı ile Medrese Sokağı arasında küçük kubbeli kagir bir yapıdır.    
Düzgün kesme taşlardan yapılmıştır. Doğu yönünde girişi olan yapının giriş kapısı ve pencerelerinde düz atkılar kullanılmıştır. Soldaki pencerenin atkısı üzerinde taştan yapılmış bir rozet ve üçgen biçimindeki alınlığında da, kabartma bitki motifi vardır.
Dikdörtgen planı olan türbe mescit ve sanduka olmak iki bölümden oluşmuştur.
Mescit bölümündeki mihrabı oluşturan nişin iki yanında bitki motifleri ve hattat Mehmet adlı kişinin yazdığı Allah’ın ve melekleri adları ile bazı ayet ve hadisler yazılıdır.
Sanduka bölümündeki zatların kime ait olduğu bilinmemektedir. Hurufat Defteri kayıtlarına göre XVIII.Yüzyılda yapılan türbenin, kapısındaki yazıtta,  1885 yılında onarım gördüğü belirtilmektedir.
Kuranı Kerim’de ŞEM’un adında bir peygamber olmadığı gibi,  burada yatan kişinin kimliği  hakkında da farklı görüşler (bir görüşü göre Hz.Yakup’un oğlu havari Petros ile Yuda’nın diğer adı, bir başka görüşe göre de, Hz.MUHAMMED’in ashabından biri) vardır.
Yöredeki  yaygın inanca göre bu türbe, Hz.Peygamber’imizin ashabından (eshab) olan ve 83 yıl at üzerinde savaşan Şem’una aittir.

 

 
Bugün 6 ziyaretçi (7 klik) kişi burdaydı!
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol